İnsanlar, bir araya gelmesiyle ortaya bir “oluşum” çıkar. Fakat bu oluşumun dikkate alınması için kurumsal bir yapısının olması gerekmektedir. Amatör bir görünüm veren kuruluşlar insanlara güven de vermemektedir. Bunun için, meydana getirilen oluşumların,  kurumsal bir yapı kazanarak profesyonel bir görüntü vermesi önemlidir.  Dolayısıyla kurumsal yapı oluşturma, öncelik verilmesi gereken bir konudur. Kurumsal yapı oluşturulmasında yararlanılabilecek ilkeler şu şekilde sıralanabilir;

İş bölümü ve Uzmanlaşma İlkesi: Kurum genelinde hedeflere ulaşabilmek için işlerin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesi gerekir. Bunun içinde işlerin iş bölümü ve uzmanlaşmayı sağlayacak şekilde düzenlenmesi önem taşımaktadır. Adil, eşit bir iş bölümü ve ilgili alanlarda uzmanlaşma ile işletmenin verimi daha da artacaktır.

Hiyerarşik Basamaklar İlkesi: Bir işletmede yapılacak işlerin eksiksiz yerine getirilebilmesi, birbirleriyle alakalı işlerin belirli bir sıra halinde art arda düzene konulmasıyla mümkündür. Bu sıralamadan dolayı çalışanlar arasında ast-üst ilişkisi ortaya çıkar. Bu ilkenin içeriğine göre görev, yetki ve sorumluluklar yukarıdan aşağıya doğru bir yol takip etmektedir.

Amaç Birliği İlkesi: Her kurumun daha önceden belirlenmiş belli bir temel amacı olmalıdır. Bu amaç toplumun değerlerine, kültürüne, yasalara ve herkes tarafından kabul gören sosyal kurallara uygun olmalıdır. İşletmenin başarılı olabilmesi ve üretimde verimliliğin artırılabilmesi adına bu amacın dikkatli bir şekilde tespit edilmesi önemlidir. İşletmenin genel amacı belirlendikten sonra yazılı olarak kurum çalışanlarına bildirilmelidir. Böylelikle çalışanlar kurumları hakkında akıllarına takılan birtakım soruların yanıtlarını bulmuş olurlar.

Emir-Komuta Birliği İlkesi: Bu ilke, bilgi ve emirlerin kurum bünyesinde akış seyrini ve kurumun yetki yapısını gösterir. Emirler yukarıdan aşağıya doğru akarken, sorumluluklar zıt bir şekilde aşağıdan yukarıya doğru akış gösterir. Emir komuta birliği ilkesi, kurum genelinde kimin kime emir, kimin kime rapor vereceğine netlik kazandırır. Bu ilkeye göre işletmedeki her çalışan kime karşı olduğunu ve kime rapor ulaştırması gerektiğini bilmelidir. Bu sayede kurum içinde doğabilecek olası bir karmaşanın önüne geçilmiş olur.

Sınırlı Denetim Alanı İlkesi: Bu ilke, bir işletme yöneticisinin etkili bir şekilde takip edebileceği ve denetleyebileceği astlarının sayısının sınırlı olduğunu savunmaktadır. Bir yönetici de olsa her kişinin vakti ve gücü sınırsız değildir. Bu nedenle üstler, belli sayıdan fazla ast ile ilgilenmezler.

Yetki ve Sorumluluk Denkliği İlkesi: Her kurumda farklı örgüt basamaklarında görevli bulunan yöneticilere görevleriyle alakalı yetki ve sorumluluk verilmesi zorunluluk gerektirir. Yani bir yöneticiye bir bölümün sorumluluğu verildiği zaman; o görevi tam anlamıyla yerine getirebilmesi için yeterli yetki ve gücün de verilmesi gereklidir. Bir vazifenin yapılması esnasında verilen yetki bir hak iken, sorumluluk da bir zorunluluğu teşkil etmektedir. Dolayısıyla bu iki olgu arasında kurulacak denge, kurumun başarısı için önemli bir etmen olarak görülmektedir.

Yetki Devri İlkesi: Yetki devri göreceli bir kavramdır ve değişkenlik gösterebilir. Kurumun hedeflerine ulaşabilmek için yöneticiler yetkiyi genellikle bir araç olarak kullanırlar. Bu sebepten yöneticiye devredilen yetkinin, kendisinden beklenilenleri yerine getirebilecek yeterlikte olması gerekir. Yetki devrinde her kurumda uygulamaya konulacak genel ölçütler yoktur. Dolayısıyla bu devir işletmedeki koşullara ve yöneticilere duyulan güvene göre oluşur. Bu konuda derece belirlenirken yönetici ve yetkiyi devralacak astın nitelikleri, devredilecek yetkinin içeriği gibi konular ölçüt olarak alınabilir.

İstisnalarla Yönetim İlkesi: Kurum bünyesindeki günlük rutin işler, alt kademe yöneticiler tarafından yürütülür. Genel nitelik içeren karar ve işler ise üst düzey yöneticiler tarafından yürütülür.

Denge İlkesi: Bir işletmede yapılması gereken işler çalışanlar arasında dengeli olarak dağıtılmalıdır. Aynı şekilde yetki dağılımında da dengeli olunmalıdır.

Verimlilik ve Etkinlik İlkesi: Kurumsal yapıda, hedefe ulaşabilecek şekilde en az maliyet ile planlama yapılmalıdır. Bu ilke  ekonomik faaliyetlerin temel olması gerçeğine dayanmaktadır. Kurum faaliyetlerinde rasyonellik temel odak noktasıdır.

Basitlik İlkesi: İşletme içinde planlanan her organizasyon basit olmalıdır. Yani temel ilişkileri esas almalı, işleyişe ve kurumun gerçeklerine uygun olmalıdır. Örneğin şemalara bakıldığında tüm ilişkiler net bir şekilde görülebilmeli; el kitaplarında görev, yetki ve sorumluluklar ile ilgili bilgiler açıkça ifade edilmelidir. Kurum ne kadar basit olursa, o ölçüde anlaşmazlıklar azalacak ve iş başarısı da yükselecektir.

Yararlanılan Kaynaklar

Balçık, B. (1997). İşletme Yönetimi. Konya: Atlas Kitabevi.

Doğan, M. (2011). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.

Eren, E. (2013). Yönetim ve Organizasyon Çağdaş ve Küresel Yaklaşımlar. İstanbul: Beta Y.

Özevren, M. (2009). İşletme Yönetimi. İstanbul: Türkmen Kitabevi.

Sökmen, A. (2010). Yönetim ve Organizasyon. Ankara: Detay Yayıncılık.