Tam adı Karl Emil Maximilian Weber’dir (1864-1920). Max Weber, 1864 yılında Almanya’da doğmuştur. Politik alanda tanınmış bir aileye mensup olan Weber, Hukuk eğitimi almıştır. Berlin Üniversitesinde doktorasını tamamladıktan sonra burada doçentlik ünvanı almıştır. Freiburg, Münih ve Heidelberg üniversitelerinde ders vermiştir. 1920 yılında hayata veda eden Weber, modern sosyolojinin kurucularındandır.
Weber, babasının ölümünden etkilenerek üniversiteden ayrılarak Avrupa ve Amerika’yı gezdi. Üniversite hayatına 20 yıllık ara verdikten sonra ilgisi hukuk ve ekonomiden sosyolojiye kaydı. Hayatı ve çalışmaları, Fayol ve Taylor ile paraleldir. Weber’in yönetim alanındaki ünü Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu ve Sosyal ve Ekonomik Örgütlenme Kuramı kitaplarındaki fikirlerine dayanır.
Bürokrasi kavramını Weber ortaya atmıştır. Alman resmi bürolarının etkin ve verimli çalışmasının bürokratik yapılanmadan geçtiğini savunmuştur. Bu anlamda, örgütlerin yapılanması ve verimli bir şekilde çalışması yönündeki çağdaş düşünceler Weber’in sayesinde başlamıştır. Bugün “kırtasiyecilik” denerek eleştirilen bürokrasi, işlerin düzene konulmasını sağlayarak örgütlerin etkinliğini arttırmıştır. Weber’in bürokrasi fikri zamanla kamu ve özel sektörde yaygın olarak kullanılır hale gelmiştir.
Weber, örgütlerde üç farklı meşru otoriteden bahsetmektedir. Örgütlerin bunlara göre yapılandığını söylemektedir. Bunlar; 1- Geleneksel otorite, 2- Rasyonel otorite, 3- Karizmatik otorite.
Bu Yazıdaki Başlıklar
1- Geleneksel otorite
Geleneklere bağlı toplumlardaki örgütlerde görülmektedir. Otoritenin kaynağı gelenekler ve yerleşmiş inançlardır. Krallığın babadan oğula geçmesi gibi otorite yöneticiden yöneticiye geçmektedir. Yönetici gücünü bulunduğu makamdan almaktadır.
2- Rasyonel otorite
Otorite akıl ve kurallara göre belirlenmektedir. Rasyonel otoritenin sınırlarını akıl ve kurallar belirler. Bunlara göre yetki alınır, verilir ve kullandırılır. Otoritenin meşruluğu kurallara uygunluk dahilinde kabul edilir. Weber, bürokrasinin temelini rasyonel otoritenin oluşturduğunu ifade etmektedir.
3- Karizmatik otorite
Karizmatik otoritede, kişilerin vasıflarına olağanüstü vasıflar yüklenmektedir. Bu otoritede, akıl ve gelenekler yerine yöneticiye güven hakimdir. Yönetici, lider olarak görülmektedir. Akıl ve kurallara uymasa da liderin her yaptığının doğru olduğu, yöneticinin herkesin görmediği bazı şeyleri görerek kararlar aldığı düşünülmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
Hindle, T. (2014). Yönetimde çığır açan fikirler ve gurular (Çev.: Ümit Şensoy). İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları.
Keskin, H., Akgün, A. E. ve Koçoğlu, İ. (2016). Örgüt Teorisi. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Livvarçin, Ö. ve Kurt, D. (2012). Yönetim biliminde 49 insan 49 teori. İstanbul: Beta Yayıncılık.
Bir Cevap Yazın