İçinde bulunduğu dönemin sosyal, kültürel ve siyasal koşullarına uyum sağlayan yönetim, modern yönetim yaklaşımlarından sonra da gelişimini sürdürmeye devam etmiştir. Doğan (2007), yönetim alanında meydana gelen güncel gelişmelerin “modern sonrası” olarak adlandırıldığını ifade etmektedir. Günümüzdeki örgütler ve çevreleri, eskiye göre çok daha karmaşık bir yapıya doğru gitmekte; geleceğin ne getireceği öngörülememektedir (Keskin vd., 2016). Dolayısıyla günün şartları düşünülürken aynı zamanda geleceğin de hesaba katılması zorunluluk hâline gelmiştir. Modern sonrası yönetim yaklaşımları, örgütlerin hızla değişen ve giderek daha karmaşık hâle gelen çevreye uyum sağlayabilmesi amacıyla farklı bakış açıları getirmiştir (Levent, 2014). Yönetimde yeni yaklaşımların ortaya çıkmasında dönemin koşulları gereği bilgi teknolojileri ve iletişimdeki gelişmeler, küreselleşme, uluslararası rekabet ve örgütte insana bakışın değişmesinin etkisi olmuştur (Seçtim ve Erkul, 2020).

Günümüzün rekabet ortamında hem örgütlerin ayakta kalmasını hem de geleceğe hazır olmasını sağlayacak şartlar üzerinde ciddiyetle durulmaktadır (Robbins vd., 2013). Bu anlamda örgütlere rekabet üstünlüğü sağlamayı ve uzun vadede onların varlıklarını sürdürmeyi amaçlayan Stratejik Yönetim, yönetimde yeni bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir (Robbins ve Coulter, 2012). Stratejik Yönetim’de, örgütün gelecekteki durumunu iyileştirmeye yönelik etkili bir planlama söz konusudur. Örgütün amaçları ile çevresinin çıkarlarının bağdaştırılması örgütün devamlılığı için gerekli görülmektedir (Tortop vd., 2012). Stratejik Yönetim’in planlamaya önem vermesi, rekabet ortamında kaynak tüketiminin en aza indirilmesinin hedeflendiğini göstermektedir.

Modern yönetim yaklaşımlarına kadar yönetim alanında yapılan çalışmalar örgütü geliştirmeye yöneliktir (Kaya, 2007). Fakat çevrenin ve küreselleşmenin etkisiyle birlikte, örgütlerin başka örgütlerle rekabet etmek zorunda oldukları da anlaşılmıştır (Robbins vd., 2013). Küreselleşmeyle birlikte aynı hizmeti veren örgütlerin çoğalması, insanlara seçenekler arasında tercih yapma olanağı sunmuştur. Kaya’ya göre, rekabet ortamında örgütlerin hayatta kalmaları, hizmet verdikleri kişilerin memnuniyetini zorunlu hâle getirmiştir. İnsanların memnuniyetinin ise verilen hizmetin kalitesine bağlı olduğu görülmüştür.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra W. Edwards Deming tarafından Japonya’da temelleri atılan (Robbins vd., 2013) ve günümüzde popüler olan Toplam Kalite Yönetimi de yönetimde yeni bir yaklaşım olarak kabul görmektedir (Daft, 2010). Bu anlamda Japonya’da uygulanan kalite çalışmaları 15-20 yıl sonra meyvelerini vermiş ve dünyanın örnek aldığı bir kalite yönetim sistemi ortaya çıkmıştır (Tortop vd., 2012). Toplam Kalite Yönetimi ile hizmet verilen kişilerin şimdiki ve gelecekteki beklentilerinin en iyi şekilde karşılanması amaçlanmaktadır (Kaya, 2007).

Toplam Kalite Yönetimi yaklaşımında, örgüt içindeki ve dışındaki insanların beklentileri öne çıkarılarak takım çalışması üzerinden kalitenin yakalanması hedeflenmektedir (Yazıcı, 2012). Sürekli iyileştirme yapılarak müşterilerin ihtiyaç ve beklentileri karşılanmaya çalışılırken aynı zamanda örgütle etkileşimde olan herkesin düşüncesine de değer verilmektedir (Kaya, 2007). Örgüt çalışanlarının iç müşteri, örgütün hizmetinden yararlananların ise dış müşteri olarak görüldüğü Toplam Kalite Yönetimi yaklaşımında; hizmetteki kaliteyle dış müşterilere, takım çalışmasıyla iç müşterilere odaklanılmaktadır (Tortop vd., 2012). Hizmetlerin sürekli iyileştirilmesi amacıyla çalışanların da sürekli gelişimini öngören bu yaklaşım; çalışanların becerilerinden faydalanmak için takım hâlinde çalışılmasına önem vermekte ve çalışanların yönetime katılımını sağlamaya ilişkin bir ortam hazırlanmaktadır (Robbins ve Coulter, 2012).

Modern yönetim anlayışından sonra ihtiyaca göre farklı yönetim yaklaşımlarının ortaya çıktığı görülmektedir. Modern yönetim ve önceki yaklaşımlarda olduğu gibi tek yönetim yaklaşımı ile yetinilmediği görülmektedir. Bu anlamda yeni yönetim yaklaşımlarının birbirini tamamladığı dikkat çekmektedir. Yönetime katılımın teşvik edilerek yönetimden etkilenen kişilerin de söz sahibi olmasının amaçlandığı Yönetişim (Seçtim ve Erkul, 2020), örgütlerin yeniliklere daha hızlı uyum sağlayarak yerel ve küresel anlamda rekabet avantajı elde etmesini amaçlayan Yenilik Yönetimi (Yeloğlu, 2012) ve örgütlerin öngörülemezliğini göz önünde bulundurarak buna göre bir yönetim anlayışı sunan Kaos Kuramı (Ertürk, 2012) da yeni yönetim yaklaşımları arasında gösterilebilir.

Modern yönetim yaklaşımlarından sonra ortaya çıkan yeni yönetim yaklaşımlarının ortak özelliklerini tek başına genel bir ifadeyle belirtmek oldukça zordur. Doğan’a (2007) göre yönetimde modern sonrası anlayış, aslında ekonomik ve toplumsal düzene eleştiri getirmektedir. Modern sonrası yönetim yaklaşımlarından olan Stratejik Yönetim ve Toplam Kalite Yönetimi, kendisinden önceki yönetim anlayışlarının yeterli olmadığı düşüncesiyle ortaya çıkmıştır. Yönetim anlayışlarına getirilen en dikkat çekici eleştirinin, yine modern sonrası dönemde ortaya çıkan Eleştirel Yönetim Çalışmaları olduğu söylenebilir. Eleştirel teori, özgür olan bireylerin amaçlarının toplumsal güçler tarafından belirlenmesine karşı çıkmaktadır (Keskin vd., 2016). Eleştirel teoriyi temel alarak geliştirilen Eleştirel Yönetim Çalışmaları sayesinde, insanın örgüt içinde değersizleşmesini engellemek ve onun özgürleştirilmesini sağlamak için çalışılmaktadır (Dikili, 2013). Yönetime farklı bir bakış açısı kazandıran yeni yönetim yaklaşımları katılımcılık, insan odaklılık, müşteri memnuniyeti ve kaynakların etkili kullanımı gibi hususları öne çıkarmaktadır (Seçtim ve Erkul, 2020).

“Yeni Yönetim Yaklaşımları”nda Yararlanılan Kaynaklar

Daft, R. L. (2010). Management. Mason, OH: South-Western Cengage Learning.

Dikili, A. (2013). Eleştirel yönetim çalışmaları ana akım yönetim çalışmalarının yönünü değiştirebilir mi?. “İş, Güç” Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, 15(2), 52-62.

Doğan, B. (2007). Yönetim ve örgüt kuramlarının tasnifinde modern ve postmodern ayrımı. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 23(2), 185-201.

Ertürk, R. (2016). Öğretmenlerin iş motivasyonları. Eğitim Kuram ve Uygulama Araştırmaları Dergisi, 2(3), 1-15.

Kaya, A. (2007). Yönetimde insan ilişkilerinin sırları. Konya: Eğitim Kitabevi Yayınları.

Keskin, H., Akgün, A. E. ve Koçoğlu, İ. (2016). Örgüt teorisi. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.

Levent, F. (2014). Yönetim teorileri ve yeni yönetim yaklaşımları. M. Çelikten ve M. Özbaş (Ed.), Eğitim yönetimi içinde (s. 90-118). İstanbul: Lisans Yayıncılık.

Robbins, S. P. ve Coulter, M. (2012). Management. New Jersey: Pearson.

Robbins, S. P., Decenzo, D. A. ve Coulter, M. (2013). Yönetimin esasları (A. Öğüt, Çev. Ed.). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.

Seçtim, H. ve Erkul, H. (2020). Yönetim yaklaşımları üzerine kuramsal bir değerlendirme. Management and Political Sciences Review, 2(1), 18-50.

Tortop, N., İsbir, E. G., Aykaç, B., Yayman, H. ve Özer, M. A. (2012). Yönetim bilimi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.

Yazıcı, S. (2012). Toplam kalite yönetimi. S. Besler ve H. Z. Tonus (Ed.), Yönetimde güncel yaklaşımlar içinde (s. 166-197). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Basımevi.

Yeloğlu, O. (2012). Yenilik yönetimi. S. Besler ve H. Z. Tonus (Ed.), Yönetimde güncel yaklaşımlar içinde (s. 46-69). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Basımevi.